Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu, Balkanlar, Anadolu ve Adriyatik'e kadar çok geniş bir coğrafyada yüzyıllardan beri renk, ırk, din, dil ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, her ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin tabiatın yeniden dirilişinin simgesi olan bir günün adıdır.
Her ülkede farklı şekillerde kutlansa da Nevruzun dili her yerde aynıdır; sevgi, barış dostluk ve yaşama sevincidir.
Bir ortak kültür ve zenginlikler yumağı olan bu anlamlı bayramı, sonsuza dek kutlayabilmemiz, bireysel ve toplumsal sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, barış, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşama isteğimize ve bilincimize bağlıdır.
Tarihi çok eskilere dayanan Nevruz, insan hakları, kültürel farklılıklara saygı, demokrasi gibi kavramların damgasını vurduğu çağımızda paylaşıma, dostluğa, kardeşliğe, barışa uzanan bir köprü olarak değerlendirilmesi gerekir.
Bizlerin görevi ortak kültür birliğimizin simgelerinden biri olarak, dili, dini, mezhebi ve inancı, etnik kökeni ve siyasi görüşü ne olursa olsun, asırlardan beri kutladığımız bu değerimize sahip çıkmak, özüne uygun olarak yaşamak, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Çünkü bizler aynı bütünün, aynı vatanın, aynı milletin mensuplarıyız aynı gök kubbenin altında yaşıyor, aynı yağmurla ıslanıyor, aynı güneşle ısınıyoruz. Onun için bu anlamlı günü, el ele, gönül gönüle vererek kutlamalı birbirimize her zamankinden daha sıkı sıkıya sarılmalıyız.
Zira bu duygu ve düşüncelerle güzel günlerin habercisi kabul edilerek bir bayram coşkusuyla karşıladığımız Nevruz'un, tüm insanlığa sevgi, barış, kardeşlik, umut getirmesini diliyor, yakılan nevruz ateşleriyle kini, nefreti, açlığı, sefaleti yakmak, ülkemizde ve tüm dünyada barışa bayrak açmak dileğiyle hepinizin nevruz bayramını kutluyor, nevruzumuzun hepimizin yeni umutlarına güzellikler getirmesi dileğiyle hepinize saygıları sunarım.
Prof .Dr. Ali AZAR
Dekan